Bugun...


Nazmi ÇANKAYA

facebook-paylas
Teşekkürler Hayat
Tarih: 30-05-2024 17:37:00 Güncelleme: 30-05-2024 17:37:00


“Bana çok şey katan hayata teşekkürler. Bana iki yıldız verdi, onları açtığımda siyahı beyazdan mükemmel bir şekilde ayırt ediyorum ve yüksek gökyüzündeki yıldızlı arka plan ve kalabalığın içinde sevdiğim adam. 
Bana çok şey katan hayata teşekkürler. Bana sesi ve alfabeyi verdi, onunla birlikte düşündüğüm ve beyan ettiğim sözler. Anne, arkadaş erkek kardeş ve ışık parlıyor. Sevdiğimin ruhunun rotası.
Bana çok şey katan hayata teşekkürler. Bana tüm genişliğiyle kulak verdi. Geceyi, gündüzü, cırcır böceklerini ve kanaryaları kaydedin. Çekiçler, türbinler, havlamalar, duşlar ve sevgilimin yumuşak sesi.”
    Şarkı böyle sürüp gidiyor. Arjantinli şarkıcı Mercedes Sosa, muazzam yorumuyla hayat veriyor bu sözlere. 
    Bugün altmış yaşımın ilk günü. Çocukluğum, gençliğim ve çok yorucu olgunluk dönemim. Hırslarım, başarılarım ve yenilgilerim, hatalarım… Kırdığım kalpler, bazen sevindirdiğim şaşırttığım yürekler. Soğuk kışlar, hüzünlü sonbahar, sıcak yazlar ve her şeye rağmen her sene ümit ve coşkuyla karşıladığım yenilenmelerim, ilkbaharlar… Alnımdaki çizgiler, azalan saçlarım ve şiş gözaltı torbalarım. Geçti işte seneler. Bugün artık ödeşme, barışma, helalleşme  zamanı. Hepsi benim. Ben hepsiyim. Sevgili eşim, çocuklarım, şükürler olsun ki annem, babam, kardeşim, arkadaşlarım ve komşularım, evde,  sokakta ve ahırdaki dört ayaklı hayvan dostlarım, mavi gökyüzü, uçan kuşlar ve en önemlisi sağlığım. Teşekkürler hayat.  Gracias a la vida …
*****
     Fıkra bu ya, onbeş sene hapis cezası yiyen adam, cezaevinde bulduğu bir karınca ile çok iyi bir arkadaşlık başlatmıştı. Adam, onbeş sene boyunca karıncayı eğitmiş, onunla yoldaş, candaş, arkadaş olmuştu. Artık karınca öyle bir hale gelmişti ki, adam “Dur” deyince duruyor, “yürü” deyince yürüyor, “takla at” deyince takla atıyordu. Cezaevinden çıkarken karıncayı boş bir kibrit kutusuna koydu. Çıkar çıkmaz güzel bir lokantaya gitti, siparişlerini verdi. Yemeğini beklerken “şu garsona karıncamın hünerlerini göstereyim de bir şaşırtayım” diye düşünmüş ve karıncayı çıkarıp masanın üzerine koymuştu. Garsonu çağırdı ve,
- Bakar mısınız ?
- Buyrun beyefendi, diye adamın  yanına gelince, adam parmağı ile karıncayı göstererek:
- Şu karıncayı görüyor musun? Diyerek başladığı sözünün sonunu getirmeden, garson telaşla:
- Özür dilerim beyefendi görmemiştim, diyerek başparmağı ile karıncayı ezip masayı sildi…
    Bizim evde karınca öldürülmez. Eminim sizin evinizde de öyle. Her canlının yaşam hakkı var. Onları yaşatmaya sağlıklı tutmaya çalışan, yumurtası içinde kırıldı diye tavuğu ameliyat eden ve bana ilk hayvan sevgisini aşılayan sevgili eniştem Veteriner hekim Necdet Özdemir, Kliniğinin içi hınca hınç doluyken o esnada bir arabanın çarptığı sokak kedisine bütün ekibiyle yardıma koşan Veteriner Hekim Cihat Ekinci ye özellikle şükranlarımı sunuyorum. Bugünlerde kamuoyunda konuşulan “Sokak hayvanlarının, 30 gün içinde sahiplenilmemesi halinde uyutularak, yani enjeksiyonla öldürülmesine ilişkin yasal düzenleme hazırlıklarını üzülerek takip ediyorum. Hiç şüphesiz onların içinde de tehdit unsuru olanlar var. Ama mutlaka başka bir yol vardır, içimizde katiller var diye kimseyi uyutmuyoruz.  Evde, sokakta yaşayan dostlarımıza “Casper’a, Destini’ye, Sezar, Piko,Duman, Yeşil ve Karamel’e, Fıstığa, Müezza’ya; henüz ismi olmayan ve yaşadığı süre boyunca belki hiç isimleri olamayacak apartman girişlerinde, market önlerinde, çöp konteynerlerinin içinde yiyecek lokmasını arayan, gözlerimizin içine bazen korku, bazen sevgi ve merhametle bakan hayatımızı güzelleştiren tüm hayvan dostlarımıza selam olsun. Hepsinin yaşamı çok kıymetli. İyi ki varlar.
Sevgiyle, sağlıcakla kalın,
     Nazmi Çankaya




YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI